BUCA'DA AZ BİLİNEN KADİM YER İSİMLERİ


Zaman geçtikçe ve şehirler büyüdükçe eskiden süregelen yer isimleri unutulabiliyor ya da değişikliğe uğrayabiliyor. Bir süre sonra da yeni nesiller, eskilerin sık sık kullandığı yer isimlerini bilmez hale geliyorlar. Örneğin 'Öğretmenevleri'' ismi eskisi kadar halk tarafından bilinmiyor ve bazen ''Kafeler Sokağı'' deyince insanlar ancak anlıyor. Tıngırtepe yerine ''Mevlana tepesi'' denilmeye başlanması da tarihi isimlerin halk arasındaki yaygınlığının tehlikeye girmeye başlamasının bir başka örneği. Bazı yer isimleri ise bundan çok daha önce unutuldu ve sadece belli bir yaş aralığındaki insanlar tarafından hatırlanıyor. 

Buca'nın zamana yenik düşen ve giderek unutulan, oysa ki geçmişte sık bir şekilde halk arasında kullanılan yer isimleri kısa bir şekilde derlendi. Yerlerinin daha iyi anlaşılması açısından da sona bir harita eklendi. Pek çoğu yüz yılı aşkın süredir kullanılan bu kadim yer isimlerinin kaybolmaması ve hatırlanması açısından bu çalışmanın faydalı olması dileğiyle...


Bayramyeri

Eski zamanlardan beri bayramların burada kutlanmasından dolayı ismini almış. Çamaltı olarak da adlandırılırdı. Sadece bayramlar değil, farklı etkinlikler de burada olurdu. 23 Nisan İlkokulu yapılmadan önce bayramyeri daha genişti. Okul yapılınca büyük ölçüde alanını kaybetti. Geriye kalan küçük alana da yakın zamanda yapılan inşaat ve kalan tek çamın da kesilmesi dolayısıyla sadece hatıralarda kaldı. İsmi, Buca'nın yerlileri haricinde halk arasında yaygın olarak bilinmiyor.

Ayrıca bakınız: Bayramyeri'nin asırlık çamı da inşaata kurban gitti


Çifteselviler

Halkın Kozağaç'a giderken kullandığı yol üzerinde eskiden iki büyük selvi vardı. Bundan dolayı da Çifteselviler olarak adlandırılırdı. Etrafı verimli bağlar ve bahçeler ile doluydu. Çifteselviler'in yakınında da çok büyük bir su kuyusu vardı. Sonrasında yapılaşma dolayısıyla etrafı apartmanlar ile doldu. Selvilerden biri kesildi. Geriye tek bir selvi kaldı. Bugün geriye kalan tek selvi ağacı, eski adıyla Kozağaç yolu şimdiki adıyla da Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı üzerinde varlığını korumaya devam ediyor. Çifteselviler ismini, Buca'nın eskileri ve muhit çevresinde oturan bir kesim haricinde çok fazla bilen yok.

Günümüzde Çifteselviler mevkii ve kalan tek selvi

Çipro

Dereköy'ün üst tarafında bulunan, bağlar ve bahçeler ile kaplı bir bölgeydi. Adının nereden geldiği konusunda bir bilgi yok. Rumlardan gelme olabilir.


Harmanbaşı

Yaylacıklıların çok eskilerden beri harman dövdüğü ve ekinlerini istiflediği yer olduğu için Harmanbaşı olarak adlandırılmış. Eskiden Yaylacık Mahallesinin üstünde hiç yapılaşma yokmuş. Burası büyük ve düz bir alandan ibaretmiş. Günümüzde ise 36 sokak ve Özbekistan Caddesi'nin kesiştiği yerde ve kalabalık bir caddeden ibaret.


Kangöl (ya da Manavur)

Kangöl ismini Dereköy bölgesindeki bir kaynaktan alıyor. Kaynağın çıktığı yer bataklık şeklinde bir yer olduğundan ve gerçekten de göl gibi bir birikinti oluşturduğundan bu ismi almış. Kangöl ismi eskisi kadar kullanımda değil. Yerel halk buraya daha çok Manavur diyor. Yapılaşma halen fazla değil ve doğallığını korumuş durumda. 

Ayrıca bakınız: Buca'nın unutulan suyolu: Kangöl


Karakolönü

Buca'nın jandarma karakolu Osmanlı Döneminden beri Dokuzçeşmeler semtindeymiş. Remo Missir evinin tam karşısında küçük bir evden ibaretmiş ve ''konak'' olarak da adlandırılırmış. 1970'li yıllarda burası yıkılmış ve yıkıldığından beri de boş bir arsa olarak duruyor. Halk arasında bölge ''karakolönü'' olarak adlandırılırmış. Eskiler halen böyle adlandırıyor ancak ismi yeni nesiller tarafından pek fazla bilinmiyor. Günümüzde Cumhur Asparuk Meydanının olduğu yerde eskiden evler varmış. Meydan yokmuş. Bu muhit de ''karakolönü'' olarak adlandırılan muhite dahilmiş.

Karakoldan geriye kalan boş arsa

Kokinos

Günümüzde Kuruçeşme ve Buca Koop. mahallelerinin büyük kısmını içine alan bölge ''Kokinos'' mevkii olarak bilinir. Günümüzde yapılaşma ile dolan bu bölgede eskiden üzüm bağları yoğunluktaymış. İsmini Rumlar döneminden Bucalı Kokkinos ailesinden almış. Esasında fırıncılık ile meşgul olan bu ailenin bu bölgede geniş arazileri varmış gibi gözüküyor. İsim de Rumlardan Türklere ve günümüze kadar gelmiş. Kokinos ismi ise yerliler haricinde fazla bilinmiyor.


Koşu

Hipodrom sözcüğünün Türkçe'de yaygınlık kazanmadığı Osmanlı zamanlarında bölgeye verilen isimdir. Halk yarışlara giderken hipodrom yerine ''koşuya gidiyoruz'' dermiş. Günümüzde Kızılçullu'daki Koşuyolu Caddesi de ismini buradan almış. Bugün halk arasında çok fazla kullanılmıyor.


Koşutepesi

Buca ile Kızılçullu arasında kalan bu hafif tepelik bölgeler, hipodromu gördüğü için eskiden beri ''Koşutepesi'' olarak adlandırılıyor. Eskiden insanlar buradaki yüksek bölgelerden hem at yarışlarını izler hem de pikniklerini yapar ve eğlenirlermiş. Günümüzde burada iki büyük park var. Bir tanesi Ötüken Parkı, bir tanesi ise Yörük Ali Efe Parkı. Koşutepesi halk arasında az biliniyor.


Kozağaç

Kozağaç Mahallesi ile bir alakası yoktur. Gaziemir yönüne giderken, otobanın üst tarafında kalır. Eskiden İzmir'in en ünlü mesire alanlarından bir tanesiymiş. Atatürk de bir keresinde Kozağaç'a gelmiş. Sonrasında eski havasını kaybetmiş. Halkın çoğu bugün Kozağaç deyince mahalle olarak anlıyor. Ancak Buca'nın eskileri bu ismi duyunca cennet gibi bir yere gittikleri çocukluk anılarına gidiyor ve ismi kullanmaya devam ediyor.


Meydanlık

36 ve 38 sokak arasında eskiden geniş bir alan varmış. Mahalleli buraya ''meydanlık'' dermiş. Günümüzde yapılaşma dolayısıyla sadece küçük bir alan kaldı. Adını daha çok eskiler biliyor.


Olduruk

Osmanlı Döneminde Ludruk isimli bir Türk çiftliği varmış. Sonrasında muhtemelen Olduruk'a dönüşmüş. Kaynaklar yolu üzerinde, Zafer Mahallesinin sınırları içerisinde kalan bu bölge, bugün daha çok sanayi kuruluşlarının olduğu bir yere dönüşmüş. Olduruk ismi halen yaygın olarak kullanılıyor.


Osmanağa

Kızılçullu su kemerlerinin eski kaynaklarda zaman zaman Osmanağa kemerleri olarak da kullanıldığını görürüz. İşte bu kemerlere de ismini veren Osman Ağa, esasında İzmir'e su taşıyan suyolunu yaptıran kişiymiş. Günümüzdeki Kızılçullu semtinin Kızılçullu Çayı'na bakan bölgesi de ismini bu kişiden almış. Bugün bu muhitte aynı ismi taşıyan Osman Ağa Parkı bulunuyor. Bu isim halk arasında zaman zaman kullanılsa da eskisi kadar bilinmediği gözleniyor.

Osmanağa Parkı'ndaki üzümcü heykeli


Pınarçeşme

Dereköy'deki Kangöl kaynağına yakın bir noktada yer alan bir çeşmeden ismini alıyor. Çeşme halen akıyor. İsim ise sadece yerliler tarafından hatırlanıyor.


Sıçanköy

İsim Rumlardan geliyor. Rumlar 1901'de kurdukları köye ''Pontikohori'' demişler. Türkçesi '' Sıçanköy'' demek olan bu köyün ismi de aynı şekilde Türkçe'ye çevrilerek günümüze kadar gelmiş. Eskiden Tıngırtepe'nin batısında çok küçük bir yerleşke olan bu bölge, günümüzde şehirleşmenin içerisinde kaldı. Ancak halk bu ismi halen yoğun bir şekilde kullanıyor.


Sıtmapınar

Kozağaç'a gelmeden, otobanın alt tarafında eskiden bir çeşme vardı. Yakın zamanda yapılaşmaya yenik düştü. Eskiden bu çeşme dolayısıyla buraya Sıtmapınar mevkii denirmiş. Kozağaç suyu buraya akar, buradan da Koşu Çayı'na ve oradan da Kızılçullu Çayı'na karışırmış. Çeşme ile beraber ismi de kaybolmuş durumda. Neredeyse hiç kullanılmıyor.


Tıngırtepe (ya da Tumba)

1800'lü yılların başında tepeye evini yaptıran Ermeni vatandaş Bedros Tıngıryan'dan adını almış. İsmi günümüze kadar da gelmiş. Ancak tepeye Tıngırtepe denmek yerine, çok yakın bir zamanda yapılmış olan Mevlana heykeli dolayısıyla, Mevlana tepesi denmeye başlanması Bucalıların hoşuna gitmiyor ve Bucalılar halen çoğunlukla bölgeye Tıngırtepe diyor. Ayrıca buraya eskiden Tumba da denirmiş. Tumba ismi günümüzde pek kullanılmıyor. Tumba ismini huni şeklindeki yapısı dolayısıyla almış.

Ayrıca bakınız: Tıngırtepe'nin tuhaf hikayesi

Tıngırtepe ya da Tumba

Yerli Mahallesi

Osmanlı Döneminde büyük oranda Rum nüfusa sahip olan Buca'da elbette Türkler de yaşıyormuş. Türkler ''Turkomahala'' denen Türk mahallesinde yaşarmış. Neredeyse hepsi Balkanlardan bölgeye gelen insanlarmış. Cumhuriyet sonrasında Bucalılar buraya ''Yerli mahallesi'' diyerek adeta ilk gelen Türkleri anmışlar. İsmi günümüze kadar gelmiş durumda ancak daha çok eskilerce biliniyor. 64 sokak ile Kıbrıs Caddesi arasında kalan bu bölge, günümüzde yapılaşmadan nasibini fazlasıyla almış ve eskiden tamamen tarihi evlerden oluşan bu mahallede, tarihi 2-3 tane ev kalmış. 


Yorgalı

Georgalos ailesi Buca'nın en zengin Rumlarındanmış. Aralarından Stasos Georgalos, Buca'da 1908-1918 yılları arasında belediye başkanlığı yapmış. Aile bu bölgede çok geniş arazilere sahipmiş. Bundan dolayı da bölge ailenin ismi ile anılırmış. Cumhuriyetten sonra da bu bölgenin ismi Türkçe'ye Yorgalı olarak aktarılarak bugüne kadar gelmiş. Günümüzde aşağı yukarı Fırat Mahallesine denk geliyor. Eskiden elbette burası da bağlar ve bahçeler ile doluymuş. Yapılaşma yokmuş. Yorgalı ismini günümüzde sadece eskiler hatırlıyor.


Yerlerin daha iyi anlaşılması için bir harita



Bu yazı atalarimizintopraklari.com tarafından oluşturulmuştur. Tüm hakları saklıdır. Bu yazının tamamı ya da bir kısmı kitap, dergi ve gazetelerde kaynak gösterilmeden kullanılamaz.